Kategoriler

2 Ekim 2018 Salı

Kalemimden Eksilenler


Yazıp da paylaşmaya değer bulduğum cümlelerimi, burada güncel olarak yazılarımın en üstüne ekleyerek paylaşacağım. Takip edenlere keyifli okumalar dilerim.



Papatyalar mevsimsiz açıp koparılmadan kokar; 
Geçtiğin şükran duyumsanan caddenin parelerini yarıp fışkırdığı asfaltının içinden yeşillenir bahar, bloklarca beton ormanlarının arasından. 
Ayaklarının oyalandığı yere düşürdüğün cemrenin aksine, 
Yakarken buz kestiren buğz eden bakışların, 
Doğanın lütfettiği varoluş amacını sayıp hiçe yalnız beni örseler.


Güzel gülümseyen yüzlerdeki gamzeler belki de birkaç mayından geriye kalanlardır, ne dersin?


Soğuk altında titreyerek içtiğiniz sigaralarla anımsadığınız hiç yaşanmamış hatıralar kimse tarafından hatırlanmayacak...


The person conceals at least one photo that has the story.
Kişi hikayesi olan en az bir fotoğrafı saklar.


Karşısında delik bir tişörtle, ne bileyim hipo lekeli bir eşofmanla oturabileceğimiz insanlar gerek.


Mutlu anlarım kadar, mutsuz anlarıma da özlemle bakarım aslen. Beni, ben etmiş olan içimde BİR ettiğim birçok Ayberk'tir, evvelden gelmiş. Bilirim ki onu BİR etmiş parçalar kahkaha attığı anlardan çok, yüzünü astıklarıdır; dem iken çöktüren, hamken pişiren, söz iken susturan...


İstiyorum, insanlardan çok, alfabeler öğrenmek.
İstiyorum işte, göründüğü gibi olanları, ne zaman bakarsan bak yerinde kalanları.
İstiyorum, duru gerçekleri, mecazsız anlamları.
İstiyorum, hesapsız, kitapsız, yanılgısız bir yaşam.


Bıçak bilendikçe incelir, inceldikçe sivrilir; yok olmasını bekleyen kem gözlere bıçak iken şişleşir.


Onlar ölsün istiyorlar, biz yaşatmak.
Yıkıl istiyorlar, kalsa da bir basamak.
Kalayladıkları metal pas tutmuş...
Onlar ölsün istiyorlar, biz yaşatmak.


Birinin sizi sevmemesinden daha kötü ne olabilir, diye düşünebilirsiniz; birinin sizin sevginizden ölesiye korkması, diye cevap verebilirim. İnsanlar korkuyor, gerçek sevgiden korkuyorlar. Hala anlayamadınız mı?


Beyhude kelimesi bünyesinde birçok cümleyi barındırmıyor mu, sizce de?


Karşılaşacağınız her şey bir yin-yang'tan ibarettir aslında. Yıllarınızı çalan o duygu, bünyesindekilerle geleceğinizi sağlam temellere oturtup ölene kadar sizi rahata kavuşturabiliyor. Aynı gülümseme hem her şeyinizi alıp hem de hayal edemeyeceğiniz şeyleri size kazandırabiliyor.

Tamam, Polyanna'cılık oynamak her halukarda mantıksız ancak yaşadığınız her felaket size kuvvet, dayanıklılık, umut verip mucizeler yaratmanıza sebep olabiliyor. Dostlar, her şey insanın kendi ellerinde, gerçekten böyle. İçinizdeki potansiyeli çektiğiniz acılar ortaya çıkarıyor.

Bu yüzden topu kaybetmiş bir futbolcunun oyuna küsmemesi gerektiği gibi mücadelenizi yarım bırakmayın, gol atma şansınız maç süresince yani hayatınız boyunca var. Her şey cesaretinize, yani yılmadan attığınız deparlarınıza bağlı. Unutmayın, hayat cesurları sever.


Mutluluk denen kavram, matruşkalar gibidir, iç içe mutluluklar serisi; tabii en küçüğü kırık olanından.


Dilenin saf bi' sevgi, vermeyi bilemeden içinize dönük.
Fark edemediğiniz, sevgisiz neye bakılsa kısır bi' döngü. 


Bahane üretkenlerinin kaçınılmaz akıbeti hayat tarafından geçiştirilmektir.


Ya geç başladım, ya eksiklerle eksilerden, çizginin gerisinden.
Ardında bırakana gülümsemek hakkım, ipi göğüsleyip çizginin ötesinden.


Yolum hep taşlıydı ve de hep rampalı. Aştım soluksuz yukar'dan bakanı yuvarlayan bayırı. Yerim taşraydı, unutmadım ki bu zoru kolayladı.


Yukarıdan baktığın yer bi' terazinin kolu.


Bir kasabada, bir metropolde, kim bilir belki yıllarca yüzdüğün bir denizin kıyısında karşına çıkacak ve her yerde yanında taşıyacaksın.


Umut, acıdan daha fazla keder barındırıyor bünyesinde.


Asıl problem, insanların kendisine dışarıdan bakamıyor olması. Benim problemimse içeriden sürekli içime bakıyor olmam.


Beni, neye inanıp neye inanmadığınız değil; ne düşündüğünüz ilgilendiriyor. Ne biliyorsunuz zannetmekten öte?


Bu dünyanın cenneti insanlardan uzakta.
Ancak denize yakın.


Sizi, kendinize övmedikçe kimseyi yüceltmiyorsunuz.


Geçtik o zamanları, dünlerde mahzunduk; mahsustuk yıllarca, bir şiirle kurtulduk.


Gece esvedden ise baştan sona, sonun başlangıcında pür-i pak sabah var.
Kim zift edip düşürdüyse gönül sayfamı, daha ak seyre kalkışım var.


İnsan, zihninde tekrar edenlerin yankısıdır.


Bazen bir cümle yazıyorum ve okuduğumda; ileride yazacağım romanın bir bölümünün bitiş cümlesi olduğunu düşündürüyor.


Size çiçek açana sıcaklık farkınızdan çöle döndü sevdalarınız.


Yaptığımı ödeşmek olarak nitelendirmeyin. Karşımdakine empatiyi öğretiyorum.


Tavşan, dağa içmiş dağın haberi yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder